13 Ağustos 2017 Pazar

Herkes gider Mersin'e ben giderim tersine😜


Birşey itiraf edeceğim...
Herkesin sürekli denize batıp çıktığı bumeranglarının, kızgın kumlardan serin sulara uzanan ayak fotolarının sosyal medyayı sarstığı bu günlerde...
Üstelikte benim ennnn sevdiğim mevsim yazken...
Çok garip birşey oldu🙄
Sokakları özledim..Herşey böyle başladı..

Sonra pek çok şeyi özlediğim geldi aklıma..
Gece ışıklarını... akşamüstüne doğru kurulan rakı masalarının çatal bıçak seslerini..
İnsan uğultusunu...yoldan geçen çingene çalgıcıları, masa altı kedilerini...
Yürüyen insan kalabalıkları arasında yok olmayı..
Giyinip kuşanıp geceye akmayı...Çakırkeyif sallana sallana eve dönmeyi..
Ara sokaklarda kendimi kaybedip, caddelerde bulmayı...

Gündüz sokaklara yayılan gazete, ekmek kokusunu...
Gevrek diye bağıran sesi...
Yıkanmış dükkan önlerini, üstüme sıçrayan kaldırım sularını...
Öğle yemeklerinde salata yemeyi...
Kemeraltı'nı, Alsancak'ı, Göztepe'yi...

Rutinlerimi, bana ilaç gibi gelen dostlarımı, sabah kahvelerini, akşamüstü çaylarını...
Akşam çalan kapı zillerini...
Sabah kaoslarını...

Üstüme mont alıp çıkmayı...kışlık botlarımı...yırtık kotlarımı...
Haftasonu programlarını... pazar kahvaltılarını..
Cuma gecelerini ...evde çilingir sofrası kurmayı, inceden bir şarkı çalmayı...
Günaydın diyen esnafı, torbamı taşıyan amcayı, karşıki çiçekçiyi..

Yorganı üstüme çekip, yağmur sesiyle kitabımı okumayı, sıcak ve güvenli bir uykuya kendimi bırakmayı...
Kışa hazırlık olan o büyülü, loş ışıklı mevsimi...
Elimi fincana sarıp ısıtmayı...
Şehre gelen yeni filmleri...
Evet ben "şehri" özledim...

Şehrimi özledim...
İzmir'i özledim....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder