23 Eylül 2017 Cumartesi

"İlk" izlenim...

Şimdi duygulara çok girmeden yazacağım, yoksa çıkılmaz bugün bu işten..

Pek çok kişi ilk izlenimin ne diye sorunca düşündüm, hayatta ilkler mi önemlidir, sonlar mı diye. Bazen ilk izlenimlere göre kararlar verip, fena halde ağzımızın payını aldığımız ne çok şey var aslında.
Ama nedense hep "ilk" önemsenir, sonunu görmeden, bilmeden henüz.
Benim ilklerim ve sonlarımsa çok karışık:

Mesela ilk evlendiğim, doğurduğum günler kelimenin tam manasıyla "korkunçtu".
İlk okula başladığım gün ise bir kabus👻
İlk aşkım çok acıydı, uzun süre kendime gelemedim.
İlk evim, en az sevdiğim😒
Ama öte yandan ilk işim kadar sevmedim hiçbir işimi...
İlk arabam en kıymetlisi, beyaz serçem❤️
İlk bakış, ilk öpüş, ilk "seni seviyorum"lar paketinin yerini hangi son tutar allah aşkına😂😜
Kaan'ın içimdeki ilk kıpırtısı peki?
Birde iyi başlayan kötü biten, kötü başlayan iyi biten dünya kadar tecrübe de cabası😜

Yani şimdi hangisine güveneceğiz anam babam?
Nasıl pozisyon alacağız bu "ilk" gün bilemedim🙃

Sadede gel, ne hissettin derseniz, genel duygum çok kısaca "garip".
"Ben kimim, nerdeyim, neden burdayım, burası da güzelmiş, ama fena sıcak, o arabayı da alayım, bunu da alayım, lan burası Amerika gibi aynı, ve fakat ohaa çok pahalı, şu kulede alçakmış biz neler gördük abi, asansörler jet gibi...
Ben kimim, nerdeyim? Burası evim mi?"

Haa birde mühim not:İzmir'in sağında, solunda foto çekip koyan sevgili dostlara sesleniyorum...
Allah sizi bildiği gibi yapsın emi😢😉





11 Eylül 2017 Pazartesi

Vedalar zor😢

Bazı duygular çok Türkçe..
Benim şu sıralardaki çoğu duygum...çok Türkçe..

Mesela bugünlerde en çok hissettiğim "hüzün"
Sık sık hissettiğim "sızı"
Hissetmekten deli gibi korktuğum "sıla"
Şimdiden içimin tam ortasına kurulan "hasret"
Her akşam gün batarken içime dolan "efkar"
Her gece yarısı uykumu bölen "kasvet"
Her şeye rağmen hayata karşı duyduğum "şükran"
Her zaman iyi ki dedirten "vicdan"

Bazı duygularsa çok evrensel..
Başıma ne gelirse gelsin hiç eksilmeyen "coşku"
En çok kızdıklarımı bile affettiren "sevgi"
Kendime ve seçimlerime karşı duyduğum "saygı"
Hayatımı sıfırlarken içimdeki "kaygı"
Bu hayattaki yol arkadaşlarıma karşı duyduğum "güven"
Hatalarıma karşı duyduğum "pişmanlık"
Sadece kendime ve gücüme olan "inanç"
Beni yaratana, koruyana, kollayana karşı duyduğum "aşk"
Hayata karşı duyduğum "umut"
Yıllar içinde koşullardan tamamen bağımsız olması gerektiğini öğrendiğim "mutluluk"
Aidiyetlerimiz, bize ait olanlar değişse bile, içimizde duyduğumuz "bağlılık"

Bugün Urla'dan, on gün sonra İzmir'den giderken...
Şimdilik yersiz, yurtsuz, evsiz ve duygusalım biraz...
Kendi çemberimin dışında değilim, başka bir çemberin içine girmedim henüz...
Bir yıl sonra, her tarafı toplanmış, panjurları kapanmış, loş ve buruk kalan evimizden girerken ne hissedeceğim bilmiyorum..
Bildiğim tek şey, duygularımın izini sürmekten öte bir öğrenme yolu yok benim için..ve yaşanılan şeyin içindeki duyguyu bulmaktan başka çıkış😊

Hasretle öperim şimdiden😉