2 Temmuz 2016 Cumartesi

Datça:-)

Datça...
En uzak Akdeniz noktasıydı benim için...
Merakla ve hevesle geldim...
Hayal etmem genelde bir yere giderken, burayı hayal ederek geldim...
Benden kalanlar aşağıda...

Eski Datça, İstanbul'lu cesur dolu... Hayatlarını sıfırlayıp gelmiş, pansiyon, hediyelik eşya, sanat atölyesi açmış, mutluluğu bulmuş gibi gibi insancıklar...
Hepsinin hikayesi aynı, bir anda istifa etmiş, buraya yerleşmiş, başarmış!!!
"Success story"den geçilmiyor ortalık..
Müzikler nefis her yerde...
Küçücük bir mahallede aynı tip insanlar...entel, dantel, paralı, huzurlu gibi...mutlu gibi...başarmış gibi...bulmuş gibi...
Aynı hikaye, aynı insan, aynı bileklik, aynı magnet...

Sonra bu bük olayını bence abartmışlar... Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükü..
Yanyana pansiyon, dondurmacı, biralayan kalabalık, taşlı deniz, birbirinin tıpatıp aynı lokantalar...
Aynı pansiyon isimleri... Badem, Dut, Datçam...
Aynı yemek, aynı deniz, aynı şezlong, aynı şemsiye...

Datça liman...pansiyonların yerini balık restaurantları almış, kapılarında "Gel ablam mezelere gel, balıklara gel!" çığırtkanları...
Aynı balık, aynı meze, aynı masa, aynı manzara...

Aynı olmayanlar da vardı çok şükür...aynı olmayıp müthiş olanlar!!

Pansiyonun her yerindeki kitaplar ve kütüphane müthişti mesela...
Lobideki kocaman masa..
Hem yemeği, hem reçeli, hem temizliği yapan Esma Teyze müthişti...

Her akşam türkü söyleyen Karadeniz'li abi..ezan okunurken susan, kandilde rakı içen!!
Müthişti!!!

Eski yoldaşlardan Orhan Abi... 3 gün önce annesini kaybetmiş, neşesiyle, konukseverliği ile, sohbetiyle hiç hissettirmeyen...
Ama ne olursa olsun acısını bir anda sohbette paylaşma ihtiyacı hisseden:)
Kadınlardan korkan ve hiç teslim olmamış (evlenmemiş) Orhan Abi...

Terlikleri çıkarıp pansiyona girmek...
Tüm bir öğleden sonra, aşağıda çocuklara verilen piyano dersini dinlemek...
Koskoca bahçenin ortasındaki küçücük ayçiçeğine herkesin dikkat etmesi...
Müthişti!
Bahçedeki salıncağa sığışmaya çalışmak da;-)

Badem ağaçları, sabah yıkanan taş sokaklar, sokaklardaki tertemiz kediler, kocaman köpekler, rengarenk çiçekler, avlu kapıları müthişti!!


Datça bana öğretti...
Beni bana anlattı...
Farkettirdi...
Bana yol gösterdi...
Kafamı netleştirdi..
Mutlu etti...
Ve bitti...

Yarın evimdeyim:-))