15 Nisan 2016 Cuma

Rüya


Dün gece rüyamda karanlık bir ormanda, bata çıka, tırmana, düşe yol bulmaya çalışıyordum.
Yoksa birşeyden mi kaçıyordum, tam hatırlamıyorum.
İki kaya parçası arasından geçmem gerekiyordu; önümde kim olduğunu bilmediğim bir karaltı, boğazını kayanın bir yerine denk getirip geçti...
Ben de aynısını yaptım, ama olmadı.
Sıkışıp kaldım boğazımdan..
Kan ter içinde uyandım...
Yaşadığım duygu nefessiz kalmak, kaçamamak, hareket edememekti!

Uyandıktan sonra epey bir düşündüm...
Hayatımda şimdiye kadar hiç yapmadığım birşeydi bugüne kadar, geçemeyeceğim deliklere meyletmek...
Ennn korktuğum gerçekle yüzleştim, herkesin geçebildiği yerde takılıp kaldım!
Çok korktum!!!

En büyük korkularımızın, en büyük sınavlarımız olduğunu görecek kadar biliyorum hayatı..
Bir gün gelip, iki kaya arasında, boğazımdan takılıp kalma ihtimalimi de:-)
Bundan kaçamayacağımı da...
Bilmediğim burdan nasıl çıkacağım?
Nerde takılacağımız belli çoktan aslında...
Asıl iş takılmakta değil, kurtulmakta...
Onun için gelmedik mi bu dünyaya?

Hareket mi etmeli yoksa durup yardım mı beklemeli?
Üstüne mi gitmeli, içine mi kaçmalı?
Yolunu mu değiştirmeli, elindekini mi tutmalı?
Yeniden mi başlamalı, geriye mi bakmalı?
Kenarda mı durmalı, içinden mi geçmeli?
Karar mı vermeli, akışa mı uymalı?

Hangisi doğru?

Provası yok hayatın, bütünlemesi de...Başa gelmeden bilmek, yüzleşmeden öğrenmek mümkün değil kendi gerçeğimizi...
Kendini, yalnızca kendini sağlam tutmaktan başka çare yok...
Sezgilerine güvenmekten başka yol yok...
Korkunun ecele faydası yok...
Yaşamaktan başka çıkış, göze almaktan başka çözüm yok...
Sıkışıp kalmadan, kendi yolunu bulmadan yaşam yok!!!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder