4 Ocak 2018 Perşembe

Boşluklar vs Duvarlar

Kendimle ilişkim çok eskiye dayanıyor...
İlk hatırladığım yaşlar 4-5 yaşlarım sanıyorum.
İlk baskın hatırladığım duygular ise güvende olma ihtiyacım, rutinlerden keyif almam, sevildiğim, yalnızlık ve sosyal anlamda kabul görmeme kaygısı..

Çünkü arkadaşım, kardeşim, ablam, abim yok!
Yani aynam yok aslında...
Nasıl bir insan olarak göründüğümü  bilmiyorum...
Sevilesi miyim, güzel miyim, güçlü müyüm, yönetici miyim, ezik miyim hiç bir fikrim yok kendimle ilgili...o yüzden halam, annem ve babamdan oluşan kozamda, risksiz bir sevgi seli içinde, rutinlerimi yaşıyorum!
Bazen eş dost çocukları geliyor, aynaya bakmaktansa, gözümü sımsıkı yummayı tercih ediyorum, kendimi görmemek için...
Sevgi var, huzur var, güven var ama...birşey eksik🙂

Çok güçlü olduğum, çok sevdiğim, çok istendiğim, terkedildiğim, terk ettiğim, onaylandığım, dışlandığım, yönettiğim, tabi olduğum her tür ilişkiden geçtim yıllarca sonrasında..
Epeyce hırpalandım, soyuldum, soyundum!
Epey kalın zırhlarım oldu, içinde ben yok oldum, kimseler görmedi!
Çırılçıplak kaldım, savunmasız ve aciz...kimseler bilmedi!
Evlat oldum, eş, sevgili, arkadaş, yandaş, sırdaş..anne oldum!
Aynalara bakmayı hatta içinden geçmeyi öğrendim.
Ne yaparsam kim beni sever öğrendim.
İşime gelenleri öğrendim...topu taca atmayı, geceleri uyanık yatmayı..
Epeyce kazandım hayatta yalan yok! Hep korundum, kollandım, sevildim bir şekil..
Hayat bana şanslı davrandı inkar edemem..

Ama o boşluk hiç dolmadı!
Eksik bulunmadı...
Tamamlanmak için attığımız bin türlü takla, onaylanmak için verdiğimiz her tür kavga hep bundan değil mi?
Eksik olduğumuzu bildiğimiz için belki hala...
Belki tam olmak için ilk bırakmamız gerekenler o ilk duygular kim bilir?

Boşluğu oluşturanlar, etrafına ördüğümüz duvarlar belki...
Kim bilir?

Hayat yolu, içlerindeki boşluklardan geçenlere sevgilerimle...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder