12 Ağustos 2016 Cuma

Anda Olmak Azla Doymak


Herkes kendi hayatının kahramanı diye diye şişmiş hormonlu egolarla ortada gezip mutlu olan kaç kişi gördünüz?

Kahraman falan olmasakta, ne yaşıyorsak göğüs kafesimizin içinde, dünyamız o kadar işte...
Sırça köşklere, vazgeçilmez aşklara, gururdan kalelere kim demiş ihtiyacımız var diye?
Başrollerin içinde sıkışıp kalmaktansa, doğaçlama yapacağım bir role razıyım ben bu dünyada...

Ne çok önemli, ne çok değerli, ne çok ben merkezli hayatlar var etrafımızda...

Hiç olduğunu bilmekle başlıyor eşsiz ve biricik olmak esasında...
Esnemekle...
Ben demekten vazgeçmekle..

Yapabiliyor muyum? Hayır şimdilik...
Ama başıma gelen herşeyin, bunu öğrenmek ve tecrübe etmek için geldiğini...belki de sınavımın bu olduğunu biliyorum artık...
Güvencesiz, garantisiz, kaygan zeminlerde ayakta durmayı deneyimlemek...
Yardımcı rollerde mutlu olmayı öğrenmek...
Dünyayla, insanla, hayatla bir olup akmak...
Ana güvenmek, akışa bırakmak...
Ve durmak...ve hissetmek...ve yetinmek...ve payıma düşenle doymak için...

İçimize, üstümüze, midemize, aklımıza tıkıştırdıklarımızla mutlu olsaydık bunca aç niçin var hayatta?

Olayımız azla doymak şu üç günlük dünyada..
Azla doyan insan olmakta...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder